Pil Nedir?
Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine doğrudan dönüştürerek bünyesinde depolayan cihazlara PİL denir. Bu dönüşüm tek yönlü ise pil PRİMER yapıda yani tek kullanımlık veya halk arasında kullanılan tabirle şarjsız bir sistemdir. Dönüşüm her iki yönde olabiliyorsa, yani elektrik enerjisi tekrar kimyasal enerjiye çevrilebiliyorsa ve bu suretle uzun sürelerle enerji kullanımı sağlanabiliyorsa pil SEKONDER yapıda veya diğer bir tabirle şarj edilebilir özelliklere sahip bir sistemdir.
Çoğunlukla aynı kimyasal yapıya, ölçülere ve elektrik kapasitelerine sahip piller, tek tek bir araya getirilerek pil grupları oluşturulabilir ve bunlara BATARYA BLOĞU veya kısaca adlandırıldığı gibi BATARYA denilebilir.
Akyuvarlar ya da lökosit olarak da adlandırılan beyaz kan hücreleri, kemik iliği, lenf bezleri, dalak ve timüs bezinde üretilir. Çapları 20 mikron olan akyuvarlar vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı koruyarak, bağışıklık sisteminin önemli bir bölümünü oluştururlar. Akyuvarlar iki gruba ayrılmaktadır. Çok çekirdekliler Granülositler, tek çekirdekliler ise Lenfositler ve Monositler olarak tanımlanır. Her akyuvarın kendine özgü savunma mekanizması vardır. Nötrofiller hastalığa sebep olan hücreleri yok eder, Monositler ölmüş dokulardan kalma hücreleri yok eder, Eozinofiller zehirli maddeleri, alerji yapan hücreleri ve parazitleri yok eder, Lenfositler ise vücudun tam bağışıklık sistemini oluşturur ve onu korur. Sağlıklı bir yetişkin insanın bir milyon hücreli kanında 4×103–11×103 adet, bir başka tanımla bir damla kanda yaklaşık 4.000 ilâ 11.000 arasında akyuvar bulunur. Bu durum lösemi hastalarında değişir: akyuvar sayısı şiddetle yukarı çıkar (özellikle Akut Lösemi'lerde) ve 100.000 değerini aşabilir.
White blood cells, also called white blood cells or leukocytes, are produced in the bone marrow, lymph nodes, spleen and thymus gland. The white blood cells, with a diameter of 20 microns, protect the body against infectious diseases and foreign substances and form an important part of the immune system. The white blood cells are divided into two groups. Multi-nuclei are defined as Granulocytes and single-nuclei are Lymphocytes and Monocytes. Each white blood cell has its own defense mechanism. Neutrophils destroy cells that cause disease, Monocytes destroy cells from dead tissues, Eosinophils destroy toxic substances, allergens and parasites, Lymphocytes form and protect the body's full immune system. A healthy adult person has 4 × 103–11 × 103 white blood cells in a million cell blood, in other words, approximately 4,000 to 11,000 white blood cells in a drop of blood. This situation changes in patients with leukemia: the number of white blood cells r
Alyuvar, kırmızı kan hücresi veya eritrosit, kanda en çok sayıda bulunan hücre türüdür ve omurgalı hayvanlarda akciğer veya solungaçlardan vücut dokularına oksijen taşınmasında başlıca araçtır. Alyuvarın tıbbi ismi olan eritrosit sözcüğü Yunanca erythros (kırmızı) ve kytos (oyuk) sözcüklerinden türemiştir. Alyuvarları olan çoğu canlıda oksijen taşımakta kullanılan molekül hemoglobin iken yumuşakçalar gibi bazı canlılarda bakır içeren hemosiyanin bulunur.
Alyuvarlar ilk kez 1658 yılında Jan Swammerdam tarafından oldukça ilkel bir mikroskop kullanılarak tanımlanmıştır.
Çağdaş bilim insanları laboratuvarda alyuvar geliştirebilmeyi başarmışlardır.
Red blood cells, red blood cells, or erythrocytes are the most numerous types of cells in the blood and are the primary means of transporting oxygen from the lungs or gills to body tissues in vertebrate animals. The word erythrocyte, the medical name of the red blood cell, is derived from the Greek words erythros (red) and kytos (hollow). While most molecules with red blood cells are used to carry oxygen, hemoglobin contains copper-containing hemocyanin in some living things, such as mollusks.
Red blood cells were first identified in 1658 by Jan Swammerdam using a highly primitive microscope.
Contemporary scientists have succeeded in developing red blood cells in the laboratory.